Küçücük, minicik,
ufacık bir kedicik sahiplendik. Zaman geçtikçe keşke sahiplenmeseydik diyecek
duruma geldik. Şöyle anlatayım efendim.
Çok ağrısı olduğunda viyaklayıp elimi istiyor ve böyle uyuyor |
Neşesi yerinde olduğunda... |
Düzenli olarak aşılarını yaptırıyoruz. Kuduz aşısını
yaptırdıktan sonra Myna’nın evine gidiyor 427. Orada Karamel viyaklayıp
duruyor. Karnına dokundurtmuyor. Tekrar veteriner kapısından giriyorlar ve
Karamel’in kabız olduğunu söylüyorlar, lavman yapıyorlar. Bu kabızlık ve lavman
olayı bir ay kadar sürüyor. Dört beş günde bir veteriner, lavman… Hayvan artık
hiç kimseyi kendisine dokundurtmuyor.
Yine taşıma çantasına koyup arabaya götürüyorlar ama Karamel
öyle acı acı viyaklıyor, korkudan kutunun bir köşesine siniyor ki… tabi bu
durumda Calimero ne yapar? 247’ye bekle deyip hemen evden cüzdanımı maskemi
alıp arabaya kuruluyorum. Karamel de benim kucağıma… bir daha taşıma kutusuna
koydurtmuyorum canım oğlumu.
Veterinerde yine lavman yapılıyor, ben de bir yandan
soruyorum ne zamana kadar böyle gidecek? Bu kabızlığın bir tedavisi yok mu? Evde
ne yapabilirim kabızlığını gidermek için? Anlıyoruz ki şimdiye kadar hep stajyer
veterinerler bakmış oğluma. Kliniğin sahibi veteriner bey geliyor, film
çekiliyor ve tahlil yapmaya gerek kalmadan durum anlaşılıyor.
Karamel oğlum, raşitik bir kediymiş… bu şu anlama geliyor: raşitizm hastası bir kediyle muhatabım. Oğlumun kalıtsal olarak sahip olduğu bu hastalıktan dolayı bağırsakları işlevini görmüyor, kemikleri, dişleri gelişmiyor, akciğeri sık sık ödem yapıyor, eklemleri ama özellikle arka bacak dizleri genellikle ağrıyor, kemik yoğunluğu diğer kedilere göre daha az olduğu için onlar gibi hoplayıp sıçrayamıyor. Tedavi uygulanabilir ancak hayvanın tedaviye cevap vereceği kesin değil. En kötüsü de normal ev kedileri 12-15 yıl hatta 22-23 yıla kadar yaşayabilirken bu hastalığa sahip kediler en fazla 7-8 yıl yaşayabiliyormuş. Normal kediler yetişkin olduklarında beş altı kilo arasında olurken Karamel'im iki kilo dört yüz yirmi gram olunca veterinerimiz "boyuna göre kilosu fazla, kilo alırsa bacaklarına daha fazla baskı olur o zaman da ağrısı artar" dedi.
Kalsiyum hapları,
ağızdan verilen kolajenler, bağırsak probiyotikleri, önce kortizon iğneleri
sonra hapları, duphalac şurup, zeytinyağı… o kadar fazla ilacı var ki telefona
alarm kurmak, ilaç listesini de tv ünitesine asmak zorunda kalıyorum. Her alarm
çaldığında hangi ilaçtan ne kadar verilecek listesiz aklımda kalmıyor. Karamel’in
ilaçlarını düzenli verirken kendi ilaçlarımı sık sık unutuyorum ve İkram bey
dalgasını geçiyor: “Kedi senden çok yaşayacak bu gidişle heh heh heh.”
Karamel’i çok seviyoruz. Ancak hastalığının getirdiği
duygusal baskı öylesine zorlayıcı ki bir daha hayvan sahiplenir miyim
bilemiyorum.
Güzelliği kadar nazik bir çocuk Karamel evladım.
YanıtlaSil