Dün başıma gelenleri anlatmazsam olmaz. Neler oldu, ben nerede hata
yaptım bilmiyorum ama dağ başında tek başına bir kulübeye taşınacağım. Yoksa
işim iş… neden mi? Anlatıcam ayol, biraz sabır…
Bir sitede oturduğumu hep söylüyorum. Bloklarda dört tip daire var;
2+1, 3+1 normal daireler, 2+1 ters dubleks ve 3+1 büyük teraslı dubleks
daireler var. Büyük dublekste oturan komşum Uzun apartman komşularını çaya
davet etmiş, ben de bu komşulara dahilim tabii.
Biz anneler salonda çaylarımızı içip ikramlarımızı yerken veletler de
üst katta, Uzun ve eşinin bir servet harcayarak katlanır cam ve sundurmayla
kapattığı terasta oynuyorlar. Sabah define
Karar veriyor da biraz yanlış yerde arıyor o hazineyi. Uzun’un
terastaki barbekünün içinde duran keseri görmesi Mantar’ı daha bir gayrete
getiriyor.
Yukarıdan bamp, gümp sesler gelince çocuklar terasta topla oynuyor
zannediyoruz, ama yanıldığımızı fark etmemiz çok sürmüyor. Yukarıdan önce
Papatya’nın ardından da Mantar’ın çiril çiril seslerine yerlerimizden nasıl
fırladığımızı hiç birimiz hatırlamıyoruz. Uzun boy avantajıyla terasa ilk varan
Uzun oluyor, ardından Kızçe ve Binnaz birbirlerini ite kaka tırmanıyorlar
merdiveni, en arkadan da ben nasıl olsa bana da iş düşer diye mümkün olduğunca
hızlı tırmanıyorum.
Manzara içler acısı:Mantar, barbekünün içinde odun parçalarını daha da
küçültmek için kullanılan keseri aldığı gibi kazıya girişiyor. Uzun’un servet döktüğü
yer karolarından birçoğunu hırpalıyor, kırıyor. Yetmezmiş gibi keseri sallarken
keserin arkasını kendi alnına çarpıyor, can acısıyla arkaya savrulurken keser
Papatyanın kafaya çarparken Mantarın kafa duvara çarpıyor, sersemleyip düşünce
kafayı bir de yere çarpıyor, bitmedi , bir de kalkmaya çalışırken yanındaki
sehpaya çarpıyor kafayı. On saniyeden kısa sürede dört çarpma yaşayan Mantar
ciyaklıyor, Papatya da Mantardan seken keser kafasına çarptığı için ciyaklıyor.
Kafalarda yumruyu gören panikliyor. Aman diyorlar acile koşalım.
“Myna okula arabayla gitti, bende araba yok!” deyince hepten panikliyorlar.
Güvenlikte makbuz kesmekle meşgul İkram beye telefon edip durumu özet geçiyorum
ve:
“Aman bir araba” diyorum.
“Tamam” diyor adam, “topla kafileyi gel.”
Kızçe Papatya’yı, Binnaz Mantar’ı kucaklamış. Bende Binnaz’ın çantası,
Kızçe’nin çantası, kendi çantam, Kızçenin ufaklığı Bezelye’nin gezme ihtiyaç
çantası ve Bezelye olduğu halde güvenlikte alıyoruz soluğu. Sitemiz
sakinlerinden Çakmak Bey, ben aradığımda İkram Bey’le konuşuyormuş, ben
götürürüm demiş. Doluşuyoruz arabaya, yallah acile.
Çocuklara kafa filmi çekiliyor, sıkıntı yok. Doktor
çağırınca koyun
sürüsü gibi doluşuyoruz içeriye. Papatya’da zaten tek bir şişlik var, ama
Mantar dört yumruyla Yumrular şehzadeliğine oynuyor. Doktor muayene ediyor,
inceliyor, filmlere bakıyor:
“Sıkıntı yok, gece ara ara yoklarsınız. Eve gidebilirsiniz.” Derken de
çekmecesinden şişe suyunu çıkarıyor ve lafı bitince içmeye başlıyor. Çocuğun
kafası şişliklerden yamrı yumru olmuş, patatesi andırıyor. Gidebilirsiniz
lafını duyunca Binnaz’a:
3
“Al patates tarlasını da gidelim hadi!” diyorum ve bizi arkamızdan
doktorun ağzıyla yaptığı fıskiye kapıya kadar geçiriyor. Binnaz bana tripli,
oğlana patates tarlası dediğim için.
Geçmiş olsun. Teras kazmayı senin yazılarından başka bir yerde mümkün değil okuyamazdım :)
YanıtlaSilBizim Mantar varsa işin içinde her şey mümkün gibi görünüyor:)))
SilYa güzelim,Allah korumuş gerçekten.dedim cama geldiyse amanın neyse ki ucuz atlatmışsınız.
YanıtlaSilgeçmiş olsun.Binnaz sana tirip atana kadar,çocuklarının haraketli olduğunu unutmasa daha iyi olurdu bence.
asıl ben sonrasını merak ettim,çocukda bir şey olmadığını görünce ev sahibi,bir tiripde o atacakdır Binnaz'a Allah kolaylık versin..
Öptüm.
Uzun polis olduğu için fazla görüşemiyoruz, mesaileri yoğun çünkü. İnanır mısın Binnaz'dan bir trip de neden çocuğa bak diye uyarmadığım için geldi.
SilYok artık...
SilMaallesef insanlar hatalarını görmek yerine başkalarını suçlamayı tercih ediyorlar...
Silha ha haaa, ya nasıl ya karo üstünden hazine aramak yazık ya çocuklara kazacak toprak bile yok ne bilsinler ha haaa, patates tarlası da çokoş hihi ama ikram bey olmadan da olmuyor de miiii, o da bi yerde gözükcek illa ha haaa, makbuz kesicisi :)
YanıtlaSil"Hadine bulzam bem" diye dolanıp duruyor ortalarda kerata. Dört darbeden sonra kafanın şekli baya bi değişti, makbuz kesici araba bulucu olmasza olmaaaz keh kih kih.
SilYaaa ne tatlı bir blogmuş böyle amaa :) ilk kez geldim takibe aldım bile ;)
YanıtlaSilHoş geldin:)))
SilGelmiş geçmiş olsun. Bunca olaydan sonra neyin tripini atıyor. Acil durumlarda paniklememek ve sakin olmak gerçekten önemli.Yine siz ve İkram abi yetişmiş imdatta.
YanıtlaSilSaygılarımla.
İkram bey olmasa ne yapardık bilmem? Trip atmakta üstat olmuş artık. Cahille komşuluğun bedeli de bu olsa gerek:) Çocukların hatrına katlanıyoruz işte :)))
Sil