Evden çıkmadan önce anneme telefon edip rahatsızlığı için yapılan tahlilleri, ultrason raporlarını, her ne varsa al dedim, gayet şevkli bir tamam aldım. Anneme gittim, Tenbelağa iş yerinden ayarladığı arabayla bizi hastaneye götürdü.
Önce yolu kaybettik. Semazenler gibi belli bir alanda birkaç
tur döndükten sonra yolu soralım ısrarlarıma artık karşı koyamayan Tenbelağa
birine sordu da anca bulduk yolu. Girişlerde yol çalışması yapıldığı için, iki kere
güzergâh değiştirdik, bu arada annem Tenbelağa’ya, yolu bulamıyor diye ve hatta
yol çalışması yapılıyor diye söylenip durdu, araya girme teşebbüslerimi her
defasında oğlana daha fazla çemkirerek başarıyla püskürttü. Yol boyunca birkaç
kere daha sordum her şeyi aldın mı diye cevap:EVET!
Hastanede başarıyla kaybolduğumuzu anlatıp kendimi küçük
düşürmeyeceğim. Labirent gibi olan hastanede kaybolmayanı dövüyorlardı yahu, ne
yani dayak mı yiyeyim? Döne dolana, sora sora polikliniği bulduk. Barkod almak
için sıraya girdik, sekreter kız da bir hamarat; bir kişinin barkodunu vermek
yedi sekiz dakika filan sürüyor, o kadar hızlı yani…
Kök salmak üzereyken barkodumuzu alıp muayene odasının önüne
gidiyoruz. Anneme tahlil, ultrason ne varsa çıkar, elimizde hazır olsun diyorum
ve hayatımın cevabını alıyorum: Hiçbir şey yok ki…
Eeee? Bana neden her sorduğumda hazır dedin o zaman?
Annem mi? Umurunda değil. Birden çenesi mesaiye başlıyor. Bu
sefer kendinden bir küçük teyzemle dalaşmışlar, ölse gözümden bir damla yaş
akmaz diyor. Tavuk yemini ediyorsun anne, ben malımı bilirim, en çok sen
ağlarsın diyorum. Tavuk yemini ne diye soruyor. Tavuk, akşam kümese giderken
bir daha bu gübreliğe gelmem diye yemin eder, sabah kümesten çıkar çıkmaz
gübreliğe koşarmış. İşte diyorum sen de kızgınlıkla böyle konuşuyorsun ama ölse
en çok sen ağlarsın dediğimde yemin ediyor ki ağlamam! Biraz daha karşılıklı
ısrardan sonra ağlayacağını nihayet kabul ederken bir yandan da poliklinik
kapısının iki iç adım yan tarafında duvara yaslanmış annemi dinliyorum. Birden
bir silindirle muhatap oluyorum, arkamdan sol omzuma öyle bir darbe alıyorum ki
ortopedi polikliniği nerde diye bağıracağım az daha, ama silindirden:
“Ayyy! Önüne baksana be! Kör müsün?” nidası yükselince bende
cevaplıyorum:
“Dikiz
aynam yok ki arkamı göreyim… Sen lütfet de bir zahmet önüne
bakıver!” Silindir tam bir şey diyecekken annemin adı yankılanıyor
koridorda, omzumu ovalayarak giriyorum annemin ardı sıra doktorun yanına.
Gencecik, söğüt dalı gibi bir uzman doktor oturmuş, ekrandan
bir şeyler okuyor, yazıyor… Güzel, sarışın bir genç adam. Saçlarını kısacık
kesmiş, sol kulağında siyah kalın bir küpe. Yakışmış da haspaya.
Lacivert gözleriyle doğrudan gözlerimizin içine bakarak
soruyor hasta hanginiz diye. Annemi işaret ederken “o gözleri sana verene
kurban olunur ya la” diye düşünmeden edemiyorum. Annem:
“Şimdi benim barsaklarda uzama var bir de dolanıp
yemek borusuna tutunmuş, bir de biöreklerde taş var, daha önce gittiiimiz doçır
amaliyet dediydi, kış geliyo, evde zoba yok konbi yakmıyom, ufu da çok
alentirik haycıyo, yaza kalsın madem dediydim.” Diye sayıp döküyor
Doktorun kafası karışıyor. Yüzüme: “Sen de bir anlat bakalım,
kafa karıştırma yarışını kim kazanacak?” bakışları atıyor.
Annemin durumunu özetle anlatıyorum. Herhangi film, tahlil,
ultrason çekildi mi diye soruyor, annem benden önce:
”Evet, çekildi.”
“Bakayım?”
“Üüüü, çok oldu çekileli, kayboldu ki onlar!”
Doktor bana şaşkınlıkla ben anneme inanmazlıkla bakıyorum.
Doktor:
“Şimdi gidin, ne varsa toplayın gelin, hepsi sistemde
kayıtlıdır, TC. ile hepsini bulursunuz, on gün içinde gelirseniz randevuya
gerek yok, kontrol diye sıra alırsınız sekreterden.” Diyor ben de Medine
dilencileri gibi teşekkür üzerine teşekkür ederek ve annemi sürükleyerek
çıkıyorum dışarı. Silindir kapıda pusu kurmuş ama ben daha hızlıyım, yanından
geçiyorum ve anneme söylene söylene üçüncü denememizde hastaneden çıkmayı
başarıyoruz.
Annemin kimliğini ben alıyorum, onda fotokopi varmış, ben
umuttepede çekilen kolonoskopinin raporunu alacağım, annem de Gebze ve Darıca’da
yapılan tahlilleri, ultrason sonuçlarını toparlayacak. Anlaşıp annemin tüm
ısrarlarına rağmen evlere dağılıyoruz.
Pazartesi Umuttepe, Salı Pendik yapıyorum yine. Evden
çıkarken anneme telefonda soruyorum:
“Anne tahlilleri, raporları toparladın mı?”
“Evetevetevetevet!”
“Bak ben evden çıkıyorum, her şeyi aldığından emin ol, Hiçbir
şeyi unutma!”
“Tamamtamamtamamtamam!”
Yolda annem arıyor nerdesin diye, söylüyorum ve tekrar
soruyorum:
“Her şeyi aldın mı anne?”
“Ben çocuk muyum sorup duruyon ha bire?” diye çemkiriyor
hanım bana:
Saat on birde sekreterden tekrar sıra alıyorum ve
polikliniğe koşturuyoruz, kontrol olduğu için hemen sıra geliyor. Girerken
anneme:
“Çıkarsana kağıtları” diyorum ama duymuyor bile. Bu sefer
bir bayan doktor var karşımızda, göğsüm gururla doluyor, kadınlar da cerrahide
at koşturuyor diye. Umuttepe’den aldığım raporu veriyorum, bakıyor, bir yandan
annem uzun havasını icra ediyor.
“Teyze” diyor anneme hitaben, “raporda ne kanser, ne kist ne
polip ne de iltihap var. Bu ameliyat hasta açısından çok zor ve riskli bir şey.
Çok çok gerekmedikçe ameliyat etmiyoruz. Senin de ameliyatlık bir şeyin yok.” Diyor
ama annem mızıldanmaya, mırın kırın etmeye devam edince bir kolonoskopi yapalım
madem diyor.
Dışarıda annem başlıyor dertlenmeye:
“Amaaan, bu da çok zor oluyo yaaaa! Lanet gelsin, niye yazdı
ki şimdi bunu?”
“E! diyorum sen arandın, kadın yazmıyordu, o kadar dert
yanınca yazayım da görsün gününü dedi zaar!” diye gülerek söyleniyorum.
“Aaaaa!” diyor “Doçır XYZ var ya, işte o da aynı böyle dedi.
Bak bu da aynısını söyledi deyince tepem öyle bir atıyor ki hala arıyorum
nereye attı diye…
“Hani her şey hazırdı, hiçbir şey vermedin ya doktora?”
deynce:
Şimdi siz söyleyin a dostlar
nedir benim bu anamdan çektiğim? Sırf ilgi görmek için yaptıklarına bakar
mısınız? Ameliyat olamayacağını kesin biliyor ama bizim ensemize mart karı yağdırıyor… “Yedin beni anne, ne kadar üzüldüğümü,
korktuğumu biliyor musun diyorum, kahkahalarla gülerek “kürdan ver o zaman!”
diyor. Çoook dertliyim çoook. Cami avlusuna bıraksam, üste para verirler abla
bizi yakma diye, bu gidişle kendimi bırakacağım cami avlusuna.
Umuttepe Camii... Görsel şölen.... |
Ah Calimero,asıl san geçmiş olsun.Ne yazık ki böyleler.Evlatlarının kaç yaşında olduğunu ya da sorumluluklarını,dertlerini pek düşünmüyorlar.Bizi hep yeni yetme yaşlarımızda sanıyorlar.Oysa kendileri bizim yaşımızdayken ,ana babaları onlara naz yapmıyorlardı.Allah sağlık uzun ömür versin de bizimki de can,benim de bababm yapar böyle ,bir yandan da ," ah gelirken yolda sana bir şey olsa ben ne yapardım,aslında gelme dedim ben sana vs vs " ,arkamdan da bir sürü sayar,eksik bulur.Yani takma be Calimero,hepimizin başında aynı şeyler 😜😜
YanıtlaSilAaah ah! Teşekkürler Savda Hanım... Bunları bir kalıpta mı üretiyorlar bilmem ki? Ufak tefek farklar dışında çoğu aynı :)
SilAblam öncelikle anne ve sana geçmiş olsun.Ah su anneler varya ne desek evet derler ama kendi bildiklerinden sasmazlar. Belli ki senin annen de öyle sen sorduğunda evet der doktorun yanına gidince kayboldu der keşke sana yolda deseydi. Neyse ki halletmisiniz tekrardan geçmiş olsun :)
YanıtlaSilSevgiler....
Sen daha yolun başındasın Savaşçı Kuzu'm, bakalım seni ne gibi hikayeler bekliyor?
SilHay ALlah çok geçmiş olsun. Nelerle karşılaşıyoruz şu hayatta.
YanıtlaSilHiç sormayın efendim, ne silindiri bitiyor, ne nasılsa evladım diyehavanda su dövdüreni... :)
SilGelmiş geçmiş olsun. Bir hastane öyküsü ancak bu kadar gülerek okunur ki hastanelere işin düşmesi hiç de gülünecek bir şey değil malum...
YanıtlaSilSeni anladım :))))
Allahın izniyle geçti Demirci'm. Eve gelene kadar oldukça kötüydüm ama, biraz dinlenip düşününce komik yanlarını görmeye başladım. Anlaşılmak çok güzel bir duygu... :)
SilGeçmiş olsun sevgili Calimero :) Yazının başındaki fotoğrafı görünce ciddi bir şey var diye düşünüp bir an evham yaptım . Sonradan anladım durumu. Anneciğine geçmiş olsun elbette ama bu durumda sana da geçmiş olsun diyorum canım :))
YanıtlaSilSevgi ve selam ile.
Annemin kocasını barsak kanserinden kaybettik, annem de benzer şikayetler dile getirince bendeki kaygıyı sen düşün... Ama sadece nazmış... Şükür mü edeyim, sitem mi bilemedim :)
SilGeçmiş olsun , marmara araştırma ile benimde çok kaybolma hikayem var , gerçektende labirent gibi .
YanıtlaSilAyyy, koca hastane, bir de labirent gibi karmakarışık, ne maceralar yaşanmıştır o koridorlarda yol bulmak için :D
SilOnlar küçüldüler-biz büyüdük ve biz çocuklarımızla ilgili olunca onların da çocukluklarındaki eksiklikleri tamamlayalım istiyorlar.
YanıtlaSilBakıyorlar ki ilgilyiz ne yapalım ee biraz da bizi sevsin -pofpoflasınlar istiyorlar.
Nereye kadar ?
çocuklara bazen tavır konur,onlarda bunu bilmiyorlar koyacağız caresiz.
Geçmiş olsun sevgili arkadaşım. Ne denir başka...?
Valla hayatım birilerini pohpohlamakla geçti, azıcık da beni pohpohlasalar ya? Tavır koymak zaten ne mümkün? Başlıyor o zaman ne kocadan ne evlattan yüzüm gülmedi diye gelene geçene dert yanmaya, milleti üzerime sürüyor. Yağlı boya değmiş bir kere çıkmıyor, çekeceğiz çaresiz :D
SilCanım benim yine güldürdün beni ömrün uzun olsun derler ya seninde ömrün uzun günlerin mutlu olsun bazen boş vereceksin yaş ilerledikçe davranışlarda değişiyor keşke benim annem yaşasaydı da bende yardımcı olsaydım sanırım 3 veya 4 yıl önce sağlıkçı olunca sağlık işlerinde bana güvenirdi şikayeti vardı özel hastanede tanığımız dalında uzman doktora anneme endoskopi yaptırdık işlem bitince bana ve doktora demediğini bırakmadı sağ olsun tanıdık olunca anlayışla karşıladı ama ben bittim eve gelincede bana ilgilendim diye dualar etmeye başladı resmen çocuk gibi ilgi istiyorlar önemli olan ciddi sağlık sorunu olmaması .
YanıtlaSilEşimde hem karaciğer hem de akciğer sorunu var, bir biri tekliyor, bir diğeri. O yüzden de bırakıp bir yerlere gidemiyorum. Anneme de bunu anlatamıyorum. Sitemlerin ardı arkası kesilmiyor, bir de nerden çıktı bu tansiyon diye benim adıma üzülüyor ya, ne diyeceğimi şaşırıyorum.
SilAh ablacım kahkaha attım valla. :)
YanıtlaSilAsıl sana çok geçmiş olsun :)
Yine de Rabbim başımızdan eksik etmesin onları :)
Gülmek güzeldir canım, güldürebiliyorsam ne mutlu... Bana geçmiş olamıyor canım, bende bu anne ve bu koca varken geçmeeez :D
Siltavuk yemini mart karı :) dolanma zoba kombi o konuşmada kahkaha patlattım valla :) ya nasıl olur alla alla valla ilgi için mi yapıyo :) istanbulda hastane işkencesine sokuyo. gel özledim dese gidersin ki zaten :)
YanıtlaSilBizde ne tabirler var dahaaa! Dost düşman alış verişte görsün, kızı ilgileniyor, koşturuyor desin derdinde işte :D
SilAy film gibisiniz ya :)) Bu arada geçen Umuttepe'ye geldim diplomamı almaya. Çok uzak olduğunu bir kez daha gördüm ve kampüs büyümüş gelişmiş. Anılar, anılar... ❤
YanıtlaSilToplumların olduğu yerler canlıdır, yaşar, büyür ve gelişir. Öğrenciler zorlansınlar diye öyle uzak yere yapmışlar kampüsü bence :D
Silharika bir yazı olmuş hele birde o doktor odası :) bende beklerim :)
YanıtlaSilHoşgeldin, en kısa zamanda geliyorum :D
Silİstanbul
YanıtlaSilSivas
Kırıkkale
Zonguldak
Iğdır
6DA1
çankırı
YanıtlaSilurfa
van
urfa
elazığ
PKF2A
van
YanıtlaSilerzincan
sivas
ağrı
manisa
4İİ
yozgat
YanıtlaSiltunceli
hakkari
zonguldak
adıyaman
FQG
sakarya
YanıtlaSilelazığ
sinop
siirt
van
RMU2
https://titandijital.com.tr/
YanıtlaSilnevşehir parça eşya taşıma
bolu parça eşya taşıma
batman parça eşya taşıma
bayburt parça eşya taşıma
C010CJ
kırıkkale evden eve nakliyat
YanıtlaSilamasya evden eve nakliyat
kayseri evden eve nakliyat
istanbul evden eve nakliyat
sakarya evden eve nakliyat
W8UH6O
26B22
YanıtlaSilAnkara Parça Eşya Taşıma
Mersin Şehirler Arası Nakliyat
Ünye Çelik Kapı
Iğdır Şehirler Arası Nakliyat
Osmaniye Lojistik
Silivri Duşa Kabin Tamiri
Diyarbakır Parça Eşya Taşıma
Düzce Lojistik
Bitexen Güvenilir mi
CF36C
YanıtlaSilKarabük Parça Eşya Taşıma
Çerkezköy Marangoz
Çanakkale Şehir İçi Nakliyat
Tunceli Şehirler Arası Nakliyat
Sivas Lojistik
Etlik Boya Ustası
Çerkezköy Buzdolabı Tamircisi
Tekirdağ Evden Eve Nakliyat
Bolu Parça Eşya Taşıma
RTHGBTFBYGTHNJ
YanıtlaSilشركة تركيب جبس بورد بجازان