BİZİM EVİN HALLERİ

Bizim evin halleri diye bir dizi vardı bir zamanlar TRT’de. İşte bizim evde de böyle. Geçen hafta Ejderha’nın veli toplantısı vardı. Okul aile birliği üyesi pardon başkan yardımcısı olunca da haliyle bizim kızla daha bir ilgileniyor öğretmenleri.

Toplantıdan bir gün önce okul çıkışında Ejderhanın bir arkadaşı başka bir arkadaşıyla kavga edip dayak yemiş. “Ejderhacım nerdesin? Beni dövdüler!” diye arayınca bizimki sıkı bir deparla olay yerine gelmiş. Müdür Kanuni Süleyman diyor ki:

“Öyle bir tavırla geldi ki tamam hocam ben halledicem şimdi diyecek zannettim.”

Ejderha bir süredir yeni bir alışkanlık edindi: “Anne beni seviyor musun?” diye günde sekiz on kere soruyor. Evet demekten sıkılınca farklı cevaplar geliyor:

“Efendim? Bir şey mi sordun?”

“Bilmem, bi düşüneyim ben…”

“Yine ne istiyorsun?”

“Ben öyle bir hata yapmam.”

Myna, benim felsefecim derseniz başka âlemde. Okul bitti, staj bitti, formasyon bitti. 427 Adana’ya gitti, mühendis olacak, Ejderha okuluna devamda. Myna bomboş kalınca bir tuhaf oldu. kahvaltıdan sonra telefonunu, kitabını, laptobunu alıp tırmanıyor Everest fatihi gibi ranzanın tepesine, bir de yorgana bir sarınıyor; karşınızda bayan dürümella!

Gidip gelip uğraşıyorum. Her seferinde Myna’dan farklı bir tepki:

Ranzanın tepesinde aranarak: “Daş yok mu daş.”

“Anne işin yok mu senin? Hadi bi acile git gel sen.”

“Babaaaa! Karını al başımdan!”

“Ajderhaaaa! Ananı başımdan alırsan sana temizinden bir on kağıt!”

Tansiyon ilacı arayışıma devam ediyorum bu arada. Kullandığım ilacın rahatsız edici yan etkilerini doktoruma söyleyince yeni bir ilaç veriyor ve ben ilk dozdan sonra pert aşamasına çok yakın durumdayım. Tansiyonum 9’a 6 olmuş, ben ayaklarımı duvara dayamış başımı aşağıda bırakmışım, İkram beyle Myna alıcı kuşlar gibi tepemde döneleyip duruyorlar. Odasında ders çalışan Ejderha bu halimi görünce:

“A a a! Annem yine hasta mı?” diye sorunca İkram Bey:

“He kızım. Anan nalları dikti bak!”

“Anne at nalı uğurlu derler, bir tane versene bana. Yarın sınavım var da.”

“At nalı uğurlu olsaydı beygirler insanlara hükmederdi kızım” diyor İkram bey.”Her atta dört tane var ama kırbaç altında inliyor hayvanlar.”

Hastalıklardan bunalmış bir şekilde salondaki L koltuğa Myna-İkram Bey-Ben sıralamasıyla dürüm misali yatıyoruz. İkram bey film açın da izleyek deyince uzun savaşlardan sonra İkram beyin zoruyla

bir anime açıyoruz. Japonya’dan manzaralar var ekranda, İkram bey incileri döküyor:

“Hatunum bak, bana Japonya’yı gezdirmedi deme. Ver elini şöyle, hah bak el ele geziyoruz Capon illerini, bu kıyağımı da unutma!”

• Tweet
• Share
• Share
• Share
• Share