Uzun zaman yazmayınca ne kadar çok konu
birikmiş ama bir o kadar da güncelliğini yitirmişler. Olsun, ben yine de anlatacağım. Hastanelerde zaman
geçmek bilmez ya hani, işte ben o geçmeyen zamanı geçirmek için kitap okurum. İyi
gelir bana. Normalde de Myna’nın “Anne insan gibi oku şu kitapları, ne zaman
başladın ne zaman bitti anlamıyorum. Korkutuyorsun bak!” diye takılmalarına
maruz kalmışlığım çoktur.
Bu sefer takılmak değil resmen
engellemelerle karşılaştım. İkram Bey’in büyüğü olan kaynım Fırtına ne
zaman elimde kitap görse tepemde dikilip: “Öğrenci misin sen? Kadın kısmı kitap
mı okurmuş? İkram seni çok şımartmış, ben olsam görürdün sen… bla bla bla”
Nereye gitsem adam ecel gibi peşimde…
Hani bir çizgi filim vardı, Vikingler diye, işte bir çocuk vardı o çizgi
filmde: Viki… Burnunu şöyle bir kaşır ve hoop bir fikir bulup babasıyla diğer
arkadaşlarının kurtarırdı. İşte ben de burnumu kaşırken fikir gelip beni buldu:
kitapları telefondan okumak… Ama önce telefona kitap indirmek...
Hemen Balkız’a kitap indirme sitesi
sordum, sen uğraşma bana yaz isimleri ben sana göndereyim dedi. Canımdır
kendisi ama haberi yok, şımarmasın diye…
Aziz Nesin’in Sizin memlekette eşek yok
mu
Ölmüş eşek
Şimdiki çocuklar harika
Andre Gide’nin Ayrı yol
Atilla İlhan Bıçağın Ucu
Bilge Karasu Ne Kitapsız Ne Kedisiz
Buket Uzuner Kumral Ada Mavi Tuna
Charles Bukowski Sıradan Delilik Öyküleri
Christophe Andre&Muzo: Arızalı
Tiplerle Mücadele Rehberi ki bunun yanına “kendine katlanabilesin diye” diye
not düşmüş,
Erich Von Daniken Tanrıların Arabaları
Tanrının ayak İzleri
Feraye Sünev Çokgürses Bacak Arasından
Türkiye ve
Frederic Gros Yürümenin Felsefesi
kitaplarını bana gönderdi. Bunları bitir geldikleri yerde daha çok var diye de
beni kışkırtıyor.
Evde
olduğum sıralarda Elif’le uğraşmak inanılmaz iyi geldi. Güzel bir bebek değil
ama doğumundan hemen sonra ilk kucaklayan bendim diye midir bilmiyorum kızı
yüreğime sokasım geliyor. Ama küçük zilli, o da az cilveli değil hee…
427 birkaç günlüğüne gelmişti. Elif 427’yi
görünce kafayı eğdi ama kaşlarının
arasından 427’ye bakıyor. 427gel diye
çağırdıkça muhtar adayı gibi ellerini arkasında kenetledi, suratında “ben bunla
oynarım ki, ama önce biraz utanayım” sırıtması… Myna hepimizi gülmekten
ağlatacak müdahalesini gerçekleştiriyor:
“Mıktar, gel! Gel mazbatanı vereyim.”
Bizim kahkahalarımızdan iyice utanan Elif soluğu benim kucağımda alıyor.
Sümüklü Elif |
Elifin burnu akmış, sildirmemek için
savaşsa da tabii ki kaybediyor ve sinirinden ağlıyor, Myna çocuğu alıp avutmak
için uzansa da Elif avcı görmüş sincap gibi boynuma dolanıyor. Myna:
“Yalnız Elif hanım hatırlatırım burnunu
bıcıklayan ben değildim, koynuna kaçtığın teyzendi.” Çocuk şöyle bir bakıp ciddi“Bıy”
diyor. Bunu duyan Myna sözlü yapan öğretmen edasıyla:
“Bıy! Bıy nedir? Bana bunu açıkla Elif
Hanım. Temellendir bana “Bıy” nedir? Evet dinliyorum?” Elif mi yapıyor o
sırada? Benim küpemi kulağımdan yolmaya çalışıyor.
427 Elif’le oynarken bir ara salondaki
büyük pufun üstünde zıplatıyor çocuğu. Elif zevkten dört köşe, bir ara neden
dermiş gibi bir ses çıkarıyor, 427:
“Alın çocuğu benden, zavallı hayatı
sorguladı: Neden… Vallahi neden diye hayatı sorguladı velet!” diye söylenip
durdu.
Annesi her gün yedirmem için tepside
çeşitli yiyecekler hazırlayıp veriyor. Bir gün Elif’e bir gün birkaç lokma
kızarmış patates yedirdim. Evde kusmuş. Annesi:
“Lütfen kızartma verme bir daha, ben onu
doğal besliyorum.” Deyince ne diyeyim tamam dedim. Bana doğal beslenme diyen
annesi kâh salam, kâh sosis veriyor, bazen de çikolata… Bunu gören Myna da
İkram Bey de dalgalarını geçiyorlar:
“Amma doğal besleniyor çocuk.”
“Anası çok doğal besliyor kızı çok…”
aziz nesinin kitabı kitaplığımda duruyor :) çok güzel kitaptı gerçekten
YanıtlaSilTekrar tekrar okunacak yazarlar arasında başı çeker diye düşünüyorum.
YanıtlaSilHevesini kaybetmeyip indirip okumanı çok ama çook taktir ediyorum. O beyin de size böyle karışmasını şiddetle kınıyorum. Keyifli bir yazı olmuş, ellerine sağlık:)
YanıtlaSilSanırım son nefesime kadar okuyacağım:D O bey eşimin ağabeyi ve her şeye maydonoz olmasıyla ünlüdür. Büyük diye pek ses etmiyoruz ama benim yerime eşim gerektiğinde uyarır onu.
YanıtlaSilBence de öyle yapın siz:)) Sen kötü olma, kardeşine laf etmez o bey zaten:))
SilKadın aklı böyle işte, bırak kardeşler arasında geçsin ne geçecekse, sen rahatına bak :DDD
YanıtlaSilYaa aynen be:DDDDD En iyi kafa:))
Sil:DDD
SilNot aldım, teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :D
YanıtlaSilay doğal beslensiiin yaaa patatesi çiğ yesin elifin annesi :) çok komiktiiii yaaaa elif myna mazbata bıy neden ha haaa :) oh kitap iyi olmuş ne güzel :) kumral ada mavi tuna bencesi o listenin yıldızı :)
YanıtlaSilElif'in annesi sadece bana değil sitede başka komşulara da dengesiz davranışlarda bulunmuş. Gelecek yazımda anlatacağım zaten. Buket Uzuner ayrı dünya zaten. Bıy'dan sonra bir de pıt pıt var :DDD
YanıtlaSilOkumamaya değil de okumaya laf ederler ya sinir oluyorum :D Kumral Ada Mavi Tuna'yı çok sevmiştim ben. Ne Kitapsız Ne Kedisiz de okuma listemde :))
YanıtlaSilOnlara göre kitabı öğrenci oulda okur. Bir misafirim bana meydan larousse ansiklopedi setini göstererek "Bunları hep okudunmu?" diye sormuştu gözlerini fincan gibi açarak... Buket Uzuner başka, bambaşka...
YanıtlaSilyazınızı keyifle okudum, kitap listeniz harika, keyifli okumalar dilerim, Elif'le maceralarınız da çok tatlı, sevgiler.:)
YanıtlaSilElifle maceralar yaşamak bence de çok tatlı :DDD
Sil"Kadın kısmı kitap mı okurmuş ?" Biraz sinirimi bozdu ama güzel bir yazı olmuş :) bu arada Aziz Nesin'i severim
YanıtlaSilBen boşveriyorum böylelerini. Onlara nispet daha çok okuyorum. Aziz Nesin çok özel bir yazardır benim için.
SilEski Ramazanlar mim yazımı okumak için sizi bloguma beklerim. Çok teşekkürler.
YanıtlaSilBloguna iki kere geldim, ikisinde de acele netten çıkmam gerekti. Ama inadım inat gelicem; valla bak :DDD
SilBilge Karasu görünce bir mutlu oldum. Bende kendisini ilk o kitapla tanıdım. Dili nispeten ağır sayılan bir yazar olmasına rağmen ne kitapsız ne kedisiz kitabı hem kısa hem yalin hemde harikulade bir eserdi. Cok mutlu oldum okuyan birisi görünce:)
YanıtlaSilHer yazarın kendine has bir üzlübü var. Bir yazar hakkında karar vermek için bir kaç eserini okurum. Tek eserle hemen karar vermem. Ben sevdim Ne kedisiz ne kitapsızı. Göçmüş kediler diyarı ve Troyada ölüm var kitapları sırada. Onları da okuyayım hele :)))
SilHepsi çok güzel kitaplar. Şirin hikayenizede bayıldım. :)
YanıtlaSilBende yeni açtığım blog sayfamla aranızdayım, destek ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler, takipteyim sevgilerimle..
Hoşgeldiniz efenim... Hoşgeldiniz:DDD
Silhani ben nerdeyiiiiim :p
YanıtlaSilSoranı bekle bakiim! Rahat rahat okumak için okulların açılmasını bekliyorum.
Sil