Son yazımı paylaştığımdan beri bir
ay olmuş da benim Takvimden vakitten haberim olmamış. Neler geldi neler geçti
bir fırsat bulup da anlatamadım. Efendim alın çaylarınızı, kurulun rahat
koltuklarınıza ve dinleyin. Haa ben okuycam derseniz ona da eyvallah…
Bir önceki yazımı paylaştığım
gecesi bir telefonla ayaklandık. Bir telefon nelere kâdirmiş bunu da gördük. Ahkâm
bey gecenin bir vakti evdekileri ayaklandırmış nefes alamıyorum diye. Acile
gidelim demişler de araba yok bunlarda. Birkaç yakınını aramış eltim, herkesin
bir mazereti var. Yamsin beni aradı. Biz ayaklandık yola döküldük ama ben
kardeşim Şöfer’i aradım. Benden önce sen yetişirsin deyince tamam deyip
kapattı. Biz şehir girişinde tekrar aradık, acildeymişler.
Beş gün sonra taburcu olunca
evine götürüp bıraktık. Turp gibi olmasa da ezilmiş şeftali kadar iyiydi.
Ohhh dedim evimde sırtım yatak görüp
dinlenecek. Hevesimi geceye sakladım, İkram beyle avm’ye gidip biraz alış veriş
yapayım dedim. Yolda bizim polis komşu Han kapısı aradı. Annesi Ankara’dan
bunları ziyarete gelmiş, Han kapısı da Uzun da polis, görev var eve
gelemiyorlar ama teyze evde fena olmuş. Sitemizde oturan doktor müsaitse bize
götürebilir misin diyor. Hemen u dönüş yapıp soluğu Han kapısının evinde alıyoruz.
Doktoru da getiriyor İkram Bey ama adam evde ne yapsa olmuyor. Diyor acile
götürürseniz iyi olur. Bizim araba Myna’da, Myna okulda. Çakmak bey sağ olsun
araba hazır diyor, bizimle birlikte acilde bekliyor. Gece ikiyi bir gıdım geçe
Uzun telefon ediyor:”abla, hangi acildesiniz, geleyim…”
“Yok” diyorum “Doktor eve
gönderdi, birazdan geliyoruz, sen eve git, bizi karşıla”
“Tamam” diyor Uzun, teyzeyi
gelinine teslim edip eve geliyorum. Bu sefer de ben uykuya olta sallıyorum.
Hangi cehennemin dibine kaçtıysa uykum gelmek bilmiyor.
Evde bir gün dinleniyorum. Rüyamda
telefon çalıyor, bizimkiler ayaklanmış, beni ne yapacaklarını konuşuyorlar.
Lan! Rüya değilmiş ya…. Ahkâm bey daha önce olmadığı kadar kötü nefes darlığına
tutulmuş, bu sefer doğrudan Şöfer’i aramışlar, hastaneye götürmüşler, ama
hastanenin yoğun bakım servisinde yer yok, birkaç hastane aradıktan sonra özel
bir hastanenin yoğun bakım servisine yatırmışlar. Bu durumda Calimero ne yapar?
Yine eltisinin yanında nöbet tutar.
Görümcem Almanya’ya gidecek
birkaç günlüğüne. Gelmiş Yamsin’e:
“Eğer baban ben gelmeden ölecek
olursa hemen gömmeyin, beni bekleyin.” demiş. Bunu duyan Yamsin çıldırmış.
Bizim bilmediğimiz bir şey mi biliyorsun; niye öyle dedin diye ortalığı birbirine
katmış. Görümcemin bir şey bildiğinden değil de işte, laf ola beri gele,
konuşmuş olmak için konuşmuş.
Bu hengame içinde günleri
geçirdik ama benim tansiyon kimi fidayda oynuyor, demirağa, kimi zeybek…
Kafasına göre takılıyor. Diğer görümcem Kepçe’ye nöbeti devredip üç mayıs
Çarşamba günü eve gelebiliyorum. Kendimi yatağa bir atmışım, Perşembe günü anca
uyanmışım. Telefon sesiyle gözümü bir açtım…
“Allahım, sen bana acı, n’olur
kötü bir haber olmasın…” diyerek telefona baktım. Kızımcığım Myna arıyor.
Açtım. Ses hem Myna’nın sesi, hem değil… böyle kötü bir sesle hiç konuşmamıştım
kızımla… Başımdan aşağıya kaynar sular dökülerek konuştum:
“Anne, iyi misin?”
“Evet annem, ben iyiyim. N’oldu
kızım, sesin çok kötü?”
“Anne, ayakta mısın?”
“Kızım n’oldu?” (Sesim titremeye
başladı bile…)
“Anne, korkacak bir şey yok tamam
mı, bak ben çok iyiyim. Sakin ol tamam mı.”
“Kızım….” (Burada boğaz
düğümlenmiş, göz yaşları çeneye kadar inmiş bile)
“Anne ben çok iyiyim, hiçbir
şeyim yok. Serdivan’da kaza yaptım, araba hasarlı, ama bak valla benim bir
şeyim yok. Babama sen söyler misin?”
“Sen ara söyle, sesini duysun,
içi rahat etsin.”
“Tamam.”
Araba hasarlı, sanayide. Kız şükürler
olsun ki sağ salim eve, kollarımın arasına geldi.
Bundan başka, bir cenazeye, bir
kendi düzenlediğimiz okul kermesine de katıldım.
Çok gecmiş olsun, biz bir ayda iki ayda bekleriz Siz dert etmeyin. Yeter ki sağlık olsun. Yazılarınızı keyifle okuyorum kaleminize ağzınıza sağlık...
YanıtlaSilAh; çok rahatlatıcı bir yorum bu. Teşekkür ederim, böyle bir destek gerçekten iyi hissettirdi. Umuyorum bundan sonra fazla ara vermeden yazabileceğim:)))
SilBir ay bir ömür gibi geçmiş. Neyse ki sağlıkla atlatmışsınız :))
YanıtlaSilBence de bir ömür gibi geçti. Umarım bir daha tekrarlamaz :DDD
Silolacak iş değil bunlar yaaa. hey allam yaaa aman aman herkese geçmiş olsun :)
YanıtlaSilŞükürler olsun zayiatsız atlattık. Allah düşman başına vermesin böyle korku:(((
SilHaklısın affetmek ne kelime,Allah korumuz hepinizi.
YanıtlaSilKızçeye çok geçmiş olsun,
Sana da geçmiş olsun,dilerim şimdi daha iyisindir.
Traji komik durumlar,hep seni mi bulur gerçekten.
Kolaylıklar dilerm.Kuzucum kendine dikkat et,dinlenmeği hakketmişsin gerçekten.
Sevgiler.
Dert mıknatısı özelliğim olduğundan şüpheleniyorum. Şimşekli gökgürültülü bir havada uçurtma uçurasım var. Belki mıknatıs özelliğimden kurtulurum. Bir umut işte:DDD
Sil