Biliyorum... Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli. Bu uzun zaman içinde derelerden, nehirlerden çok sular aktı, kimi yolunu buldu, kimi hala arıyor... Bu kadar zamanda neler olduğunu anlatmak uzun sürer. İyisi mi ben size özet geçeyim.
Ejderha'nın okulunda okul aile birliğine girdiğimi hatırlarsınız. İki yıl görev yaptıktan sonra İkram beyin zorlamasıyla girdiğim gibi yine İkram beyin atarlanmasıyla ayrıldım. Myna'yı evlendirdim. 427 Adana'daki okulunu bitirip çiçeği burnunda makine mühendisi oldu, işe bile girdi. Ejderha, evimize yakın olan Kocaeli Üniversitesine bağlı Kartepe M.Y.O.'da alternatif enerji kaynakları okuyor. İkram Bey'le az daha ayran içip ayrı düşecektik. Adamın kuru inadı yüzünden boşanmaya ramak kala toparladık.
Anlı şanlı papyonlu Müdür beyefendi :) |
"Ben de kedi alayım, adını da Muhtar koyayım da sen de izle!" diye söylenmeme bir hayli güldüler.
Gözlerden keder akıyor |
Neyin kederi neyin hüznü bu oğlum? |
İş çıkışı eve geliş saati belli olan 427 geçikince merak ediyoruz. aradığımda sesi bir hayli gergin geliyor, soruyorum, gelince anlatırım cevabıyla beni merakta bırakıp kapatıyor. Babasının gazabından çekinen 427 oğlanı adamın kucağına bırakıp "arabada eşyalar var, gidip alayım" diye tüyüyor.
Kucağına bırakılan bebek kediyle neye uğradığını şaşıran İkram bey hem bebeği sevip okşuyor, hem de "Nereden çıktı bu? Bu ne? Ne bu?" diye söyleniyor ama gazap rüzgarları yerine şaşkınlık fırtınası esiyor. Nihayet eve gelen 427:
"Annesi ölmüş, üç kardeş kalmışlar. Bu çok sakin, okulun bahçesinde yuva yapmışlar, bu hep bir köşeye çekilip uyukluyormuş. Sokakta yaşayamaz ölür. aldığımız adamın evinde zaten bir sürü kedi var. Ben de zaten istiyordum, çok da sevdim. Aldım." diyor bir solukta. 427'nin açıklamasını dinlerken bir yandan hayvanı yüzyüze gelecek şekilde tutup kedini yüzüne bakıyor. Bir hayvanın ne kadar kederli bakabileceğini işte o zaman hepimiz öğreniyoruz. Keder denizinde boğulmuş bizim küçük adam.
İkram bey Karamel'i Ejderha'ya verip telefonu alıyor. Aranan kişi Myna:
"Hep senin yüzünden. sen kedi alınca bunlar da yüz buldular, benim astımım var, beni öldürür bu kedi!" diye yükseliyor ama Myna hazırlıklı:
Ne kedisi? Benim nefesimi tıkar onun tüyü... |
İşte Myna'dan boşalan yeri bu şekilde kedi adam Karamel'le doldurduk. Artık evimizde dört insan bir kedi birey var diye az buçuk neşemiz var.
Kediyi getiren de kediyle beraber gider! diyen İkram bey |
heeey hoşgeldiiin yaaaa oleeey :) gelirim yineee :) myna evet ciciiii :)
YanıtlaSilÖzlendiniz efendim...
YanıtlaSilÇok özlemişim siziii. Siz bilmezsiniz ben sinsi sinsi okuyordum sizi. Karamelcik in hastalığına acı çekmesine çok üzüldüm. Sizde ki duygusal baskıyı sadece tahmin edebiliyorum. Ben bal böcüğümü kısırlaştırdıktan sonra bile çok kötü hissetmiştim acısı yüzünden. Siz Karamelin şansı olmuşsunuz. Üzücü şeyler yaşamış ve yaşamaya devam da edecek muhtemelen ama sokakta olsaydı ne durumda olurdu düşünmek bile istemiyorum. Kediler evin kötü enerjisini değiştirmek konusunda çok başarılılar. Öyle ki öncesinde bizim ev bu kadar huzurlu muydu hatırlamıyorum bile.
YanıtlaSilVay vay vay... gizli bir hayranım varmış demek :D güzel bir itiraf oldu bu, sevindim.
SilAllah seni yaa müdür muhtar karamel hikayesi, 427 nin açıklaması, myna nın açıklaması ve ikram beyin sonradan sevmesi :) güzeeel :) ayran meselesi de neyse ki çözülmüş :)
YanıtlaSilAyran evet, zor zamanların zorlu içeceği. Ama gerektiğinde içmekten kaçınmayacaksın :(((
Sil