12 Mayıs 2022 Perşembe

KEDİLİ GÜNLER

 

     Ay anlatacak ne çok şey birikmiş ya hu! Ara ara sol bileğimin şiştiğinden, ağrıdığından bahsetmişliğim vardır mutlaka. İşte o şişlik için doktora gittiğimde ortopedi polikliniğine başvurdum. Doktor bileğimi evirip çevirdi ve teşhisini açıkladı: “Bileğinde zorlanma olmuş. Üç hafta alçıya alalım.” Alalım da sıkıntı şu: Ben solağım. Alçıya alınan sol elim. Üç hafta nasıl geçecek diye karaları bağlamayayım da ne yapayım?

     İki haftayı bir şekilde geçirdim ama baş ve işaret parmaklarım sancılanıp duruyorlar ama ne sancı… Tekrar ortopedi uzmanına gittim, alçı çıkartıldı adını hatırlayamadığım bir elektrikli test ve film istedi, sonra da fizik tedaviye postaladı beni. Fizik tedavi uzmanı daha başka birkaç test, film, mr, kemik ölçümü istedi. Sonuç: iltihaplı romatizma… Gelsin ilaçlar gitsin karaciğer, böbrek… İki yıllık tedavinin ardından doktorum bir anda puf diye yok oluyor. Bize de romatolojinin yolu görünüyor. Bu sefer de romatoloji doktoru diyor ki ilaç kullanmanı gerektirecek kadar romatizmal iltihabın yok. İlaçları bırak. Bu gün git altı ay sonra gel.


     Gelelim Karamel efendiye. Ne yapsın oğlum, efendi efendi yatağında yatıyor demek isterdim. Bütün gün uyuyor, tüm oynatma çabalarımızı boşa çıkartıyor, gecenin; yok sabahın 5’inde başlıyor beni dişlemeye:

“Kalk köle, beni oynat, eğlendir!”

     

Kimi dişlesem acaba?


Beni dişliyor ama altı aydır bizimle ufaklık, daha ne bir çizik yaptı ne kanattı. 


Myna’nın Müdür adlı canavarı kızımı delik deşik etti oysa. En son Myna telefonda “Bu sondu, atıyorum bunu sokağa diye höykürdükten bir saat sonra “Manzaram” diye paylaşmış biblo görünümlü haydut Müdür efendiyi.

   Ha bir de yaşanmış bir olay var:

  Myna, Özel Eğitim Okulunda öğretmenlik yapıyor. Zihinsel ve fiziksel engelli çocuklarla çalışıyor. Bu yıl da okul müdürü değişti, yeni müdür de otoritesini kurmak için bazen tatsızlaşabiliyor. Öğretmenler bu durumdan bahsediyorlar arlarında, sonra da birisi “hadi gidip bir yerlerde çay içelim” diyor ama herkesin bir mazereti var. Kimi alış verişe gidecek, kimi misafir ağırlayacak, kimi haftalık temizliğini. Son bir umutla Myna’ya bakıyor fikri ortaya atan.

  “Müdürü kısırlaştırmaya götüreceğim. ”Cevabı gözleri yerinden uğratıyor. Kediden haberi olan bir arkadaşı gözlerden yaş döktüren kahkahalar arasında bahsi geçen müdürün okul müdürü değil kedi müdür olduğunu açıklıyor.

       



 


Yaşadığım deneyimlerden sonra hayatı ti’ye almayı alışkanlık haline getiren, öğrendiğimden beri okumayı, lisedeki edebiyat öğretmenimin telkinlerinden sonra yazmayı hayatımın bir parçası yapmayı görev edinmiş bir faniyim.
BENZER YAYINLAR

1 yorum: