Bizim evde herkes
birbiriyle makara yapmaktan, yavrusunu seven ayı misali birbirini yoğurmaktan asla
ama asla vazgeçmez. Ne makaralar döner, ne gırgır şamata yükselir bu haneden
bilenler bilmeyenlere anlatırken gözlerinden yaşlar döker gülerken…
Biz kırk kişiyiz, kırkımız
da birbirimizi biliriz hesabı herkes birbirinin içini dışını iyi bildiği için
kimse kimseye darılmaz, küsmez. Küsenler de itinayla barıştırılır.
427, bütün gün okulda sayısal
derslerden sıyrılmış bir kafayla eve gelip de ablasını evde bulunca
harcayamadığı enerjiyi boşaltmak için kızın tepesine tünüyor. İtişip kakışırken
Myna’nın perçemini tutturduğu tel toka 427’nin hemen gözünün altını sıyırıyor. Buz
torbasıydı,yara merhemiydi derken acısı geçince yine ablasının tepesine
tüneyecek ama bu sefer tedbir alıyor. Kızın saçındaki tokaları tek tek
çıkartırken bir yandan da:
“Şu silahlarını çıkartalım
da eşit savaşalım senle.” Diye söyleniyor.
Bahçede yeni dikilen
fidanların diplerini çapalarken bir ara dinlenmek için oturuyoruz. Daha doğrusu
İkram bey bir ağaca yaslanıyor, bende başımı onun bacağına koyuyorum. Bulduğum bir
kurumuş ot gövdesini aşı yapar gibi adamın koluna batırınca yüzüme ne iş
manasında bakan adama:
“Uyuz aşını kaçırmıştın
ya, işte onu yapıyorum.” Diyorum.
Yine bahçede iş yaparken
yemek molası veriyoruz. Yemekten sonra sohbet ederken bir otun kuru gövdesiyle
dişimi dürtüyorum. İkram bey:
“Hayrola hatun, otlamaya
mı başladın?” deyince:
“Evet, çok leziz, tavsiye ederim.”
Diye sırıtıyorum.
Yine bahçedeyiz ve İkram
bey beni sinir ediyor.
“Koca kafa!” diye
bağırıyorum. Adam gayet sakin, bilimsel bir gerçeği açıklayan profesör
edasında:
“Kafamın kocaman olduğunu
düşünmüyorum.” Diyerek sinirimi tavan yaptırıyor.
İkram bey, sitenin
bahçıvanıyla sohbet ederken adam babasından şikayet ediyor. İkram bey de banko
esprisini yapıyor:
“Ver on bin dolar, babanı
zehirleyeyim, mirası sana kalsın.” Adam biraz düşünüyor ve cevap veriyor:
“Abi babam hem hasta hem
yaşlı, ölü yatırım olur.”
Banyoda lavaboyu yıkayan
Myna’yı korkutmaya kararlı Cadı, tek başına cesaret edemeyince 427’yi yanına
çağırıyor. Nedenini soran 427 aldığı:
“Tek başıma korkutursam
tepeler beni, sen olursan onu tutarsın ben de kaçarım.” Cevabı üzerine:
“Benim canım yok zaten.”
Mutfak kapısı arkasına saklanan
Cadı, sofrayı toplayan Myna’yı korkutmak için bekliyor. Kapı ile söve arasındaki
boşluktan bunu görüyor ve önce davranarak Cadı’yı korkutuyor. Gülmekten
gözlerinden yaş döken Cadı:
“Myna ablama o kartal
gözlerini verene kadar bana azıcık akıl vereydin ya. Bir türlü korkutamadım
yaaa!” diye kendi kendine kaynatıp duruyor.
427, telefonunun
hafızasında kazara sildiği bir rap şarkıyı hatırlamaya çalışıyor, ablasına
sorarken ben duyuyorum ve:
“Bilgisayarda masa üstünde
benim müzik dosyama bak, muhtemelen orda vardır.” Deyince 427 isyan ediyor:
“Anne! Sen de yaşıtların
gibi yaşlansana yahu? Senin yaşıtların türkü dinler, arabesk bilemedin fantezi müzik
dinler, rap müzik ne yaaa? Azıcık yaşıtların gibi olsana!”
Aklıma tam da bizim evin deli halleri geldi :D
YanıtlaSilBen geldiiim!
Kahve yanına bekleriiiim! :)
Sevgiler...
Mis gibi kahve kokusunu da yanında getirmişsin, hoş gelmişsin :) Bir deliler evi sakini de sensin demek :D
SilEN güzeli de bence bu değil mi? Günün nasıl geçip gittiğini farketmiyorsunuzdur :)
YanıtlaSilAllah eksikliklerini göstermesin, hep mutlu olun.
Sevgiler.
Komşular bizi apartmandan atmazlarsa iyidir :) Allah herkese böyle neşeli yaşam nasip etsin :D
SilHahahahh :)))
YanıtlaSilBence de hahahaha :)))
SilNeşeniz daim olsun sevgili Calimero. Neşeli günler filmi gibisiniz, bayıldım :)
YanıtlaSilSevgi ve selam ile.
Misafirim olun birlikte neşelenelim :D
SilŞenlikli. Gülme sesleriyle dolu bir evmiş.
YanıtlaSilÜç kız bir arada olur da şenlik olmaz mı? Gaydırı gubbaklı şenlikli bir evim var :D
SilBir kardeşimle 3,5 diğeriyle de 14 yaş farkım var ama bizde böyleyiz, heleki kardeşim okuldan dönsün birbirlerine giriyorlar onları ayırmaya çalışırken de bir anda da bana saldırıyorlar , sanırım bütün kardeşler aynı :D
YanıtlaSilMyna ile 427 arasında beş, 427 ile Süpürgesiz Cadı arasında dört yaş var. Bazen Cadı imdat isteyince ben de araya kaynayıp gidebiliyorum. Sen düşün artık gerisini :)))
SilMaşallah okurken eğlendim. :)) Allah neşenizi daim etsin ne diyeyim. :D Bizim evde ben güldüm mü bizimkiler susturur, deprem oluyor diye dalga geçerler. :D
YanıtlaSilAy o deprem yakıştırmasını bana da yapıyorlar yaaa! Onlar benle uğraştılar mı ben daha da gülüyorum bu kez vonlar vaz geçmek zorunda kalıyorlar hihihi.
SilDuydum ki mim arızalısı Mimikli tarafından mimlenmişsin. Her nasıl olup da katıldıysa artık. :D Sevgiler. <3
YanıtlaSilhttp://mimiklibocek.blogspot.com.tr/2016/10/mim-en-sevdigim-15-kitap_16.html#more
Hımmm, demek duydun ha? Bir bakayım bakayım doğru mu duymuşsun? :DDD
Sil