2 Haziran 2017 Cuma

Bizden...


Acı acı çalan kapı ziliyle zıpladıktan sonra açtığımız kapıda karşımızda elinde telefonuyla yeni güvenlik görevlimizi buluyoruz. Adam vadzaptan kızına bir foto yollayacak ama teknoloji özürlü olduğu için beceremiyor. Yeni olduğu için de bir İkram beyi tanıyor henüz, bir umut bizim zile çöküyor bu yüzden. Myna telefonu alıp adamın istediği işlemi yapmaya çalışırken adam da bir yandan direktif veriyor:
“Oraya çökecen, yok buna çökecen. Bi de o yandaki yere çökecen.” Adam tuşa basacan demek yerine çökecen diyor, Myna gülmemek için kendini zor tutuyor.

Yine aynı güvenlikçi site girişine taktırılan inip kalkan bar için:
“Abey yav, bu oynak gapıyı nerden buldunuz? Düümesine çöküyom çöküyom beni diynemiyo!” Barın kumandasının pilleri zayıflamış, algılamıyor, bu da diynemiyor diye dert yanıyor.

İkram beyle bahçedeyiz. Genç fidanların diplerini çapalayıp temizliyoruz. Cengiz Topel hava alanı çok yakınımızda, eğitim uçakları tepemizde alçaktan daireler çizip duruyor. İkram bey bir ara yerdeki taşları alıp tam bahçenin dışına atacak, panikle:
“Dur dur atma!” diye bağırıyorum. Bağırmamla ürken adam elimdeki taşları yine bahçeye düşürüyor ve soruyor:
“N’oldu hatun?” İkram beyin arkasından üzerimizden geçmek üzere gelen uçağı işaret ederek:
“Uçağı düşüreceksin!” diye sırıtınca koca bir toprak topağını bana doğru savuruyor.

Okulda kermeste aile birliği üyeleri olarak görev yapıp kermesi başarıyla bitirmişiz. İki oğlan sıraların üzerine bile akmış yağların içinde yüzen mangallardan birini araba bagajına koyabilmek için okul formalarını batırmadan büyük çöp torbasına koymaya uğraşıyorlar. Uzun uğraşlar sonunda mangalı tam torbaya koyuyorlar, oğlanlardan biri torbayı yine yağlı sıranın üzerine bırakıyor. Diğer oğlan hayal kırıklığıyla karışık öfkesiyle ergenlik çatlağı sesiyle bağırıyor:

“Oolum nabıyon ya? Beynin nereye firar ettiyse bul da gel! Diğer oğlan arkadaşının neden bu kadar kızdığını çözememiş gibi bakınca:
“O koca kafada hiç mi beyin yok? Düşürdün mü, çaldırdın mı n’aptın? Git müdüre sor bakalım beyin bulan var mı?”

Okulda iki Süleyman hoca var, biri müdür;  yardımcı müdürümüzün adı ise Rüstem. Aile birliği toplantısı için okula gidiyorum, kapıda nöbetçi öğrenci deftere yazıp imza almak için soruyor:
“Kimi görmeye geldiniz?
“Süleyman beyi göreceğim.”
“Hangi Süleyman’ı?”
“Kanuni Süleyman’ı, sonra da Zal oğlu Rüstemle görüşeceğim.”
“……?”




Yaşadığım deneyimlerden sonra hayatı ti’ye almayı alışkanlık haline getiren, öğrendiğimden beri okumayı, lisedeki edebiyat öğretmenimin telkinlerinden sonra yazmayı hayatımın bir parçası yapmayı görev edinmiş bir faniyim.
BENZER YAYINLAR

10 yorum:

  1. Bak yine ne çok güldüm,gülmekten elimde ki köftelerden fırlatasım geldi bloğuna,
    Ne o öyle eniştemle dalganı geçiyon kız.
    O güvenlikçiden daha çok konu çıkar sana söylemedi deme.
    Okul-aile ilişkilerini sevdin sen,helal valla ben bu kadar uzun dayanacağını beklemiyordum ha...
    Tebrik ediyor.Yeni etkinliklere de sabırlar diliyorum.
    Kuzu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kanuni Süleyman ve Zal oğlu Rüstem... en çok güldüğüm olaydı :DDD

      Sil
  2. Hahaha baştan sona komedi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, biraz komik yazdığımı söylüyorlar :DDD

      Sil
  3. Kanuni Süleyman'a koptum , hahahahaha :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ehihi hi! Bir de bu olayın hemen ardından Süleyman hocayla nasıl gülmeden konuşmaya çalıştığımı görseydin keşke:)))

      Sil
  4. Topkapı Sarayı gibi bir okul :D Güvenlik görevlisi de çok komikti :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik Kanuni ve Zaloğlu ile yetiniyoruz biz :DDD

      Sil
  5. Uçak düşürme ve Zaloğlu Rüstem'i nerde anlatsam olay oluyor:)))

    YanıtlaSil